Anlatımı güzelleştirmek, savunulan fikir ve düşünceyi daha etkili kalmak
daha etkili kalmak üzere her dilde kalıplaşmış bazı sözler bulunur.
Atasözleri, dua ve temenni cümlecikleri, sövgü ve ilençler, bilmece ve
tekerlemeler… Bu tür kalıplaşmış sözler arasında, dilin bünyesinde en
sık rastlanılanlar ise deyimdir. Dilin bünyesinde kalıplaşmış ve
kökleşmiş olarak değişmeden kullanılan deyimler, hiç şüphe yok ki
anlatıma canlılık ve güç katarlar. Bu sayede düşüncelerin ve olayların
muhataba daha etkili biçimde yansıtıldığı bir gerçektir. Bazı kişilerle
ilgili anılar ve hikâyeler, tarihten alınmış olaylar ve. Deyimlerin
ortaya çıkış nedenleri arasında ön sıraları paylaşırlar. Bu bakımdan
deyimlerin kaynaklarını arayıp bulmak, oldukça meşakkatli bir iştir.
Bazen rastgele bir sayfada, bazen bir dipnotta, bazen de hiç ummadığınız
bir el yazması sayfasında bir deyimin ortaya çıkış hikâyesiyle
karşılaşmak mümkündür. Deyimlerimizin ortaya çıkış hikâyelerini
bilmenin, dilimizin kültüre yansıyan yüzüne bir renk katacağı kesindir.
Umarız, bu konuda daha geniş araştırma yapacaklar için bu küçük kitap
bir başlangıç olur.